11 Kasım 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Manşeti
Tarih: 10 Kasım 1938
Yer: Dolmabahçe Sarayı/ İstanbul
Zaman: 09:05
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk bu tarihte gözlerini sonsuzluğa kapadı. O gün hızla ülkeye yayılan bu acı haber tüm ülkeyi yasa boğdu. 11 Kasım 1938 tarihli Cumhuriyet gazetesinin ilk sayfasına bu haber,
“Büyük Milli Matemimiz” olarak yansıdı.
Bugün ise bu dünyaya veda edişinin 83. yılında, Atatürk’ü tüm ülkede büyük bir matem ve özlemle anmaya devam ediyoruz.
Atatürk ile ilgili anıların yazıldığı kitaplarda da geçen “düğme hikayesi”ni belki hatırlarsınız. Bu olay 10 Kasım 1938 günü, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının ardından 19 Kasım’da yapılan cenaze töreninde, herkesi duygulandıran ve yıllardır hafızalardan silinmeyen bir olaydır.
Ben Sensiz Eksiğim: Gökten Yağan Düğmelerin Hikayesi
Düğmeyi ve kullanım alanlarını hepimiz az çok biliriz. Bunlar, giyecek ya da benzeri eşyalara ilikleyici olarak ya da süs olsun diye dikilmiş nesnelerdir. Bir giysinin önünü, yakasını ya da bileklerini iliklemek için kullanılan basit bir yöntemdir. Erkek gömleklerinde düğmeler sağdan sola, kadın gömleklerinde de tam tersi şeklinde ilikleme şekli kullanılır. Düğme, giyim konusunda kullanım ve işlev açısından basit fakat önemli bir detaydır. Ancak 19 Kasım 1938 tarihine kadar bu küçük detay bu derece anlam ve önem kazanmamıştır.
19 Kasım 1938 günü, Türk bayrağına sarılı Atatürk’ün tabutuna yağan binlerce rengarenk ve çeşit çeşit düğmelerin oluşturduğu görsel bir şöleni hayal edin.
Genç yaşlı, kadın erkek, Türk ya da farklı ırklardan binlerce vatandaş, giysilerinden bir düğme kopartarak Ulu Önder Atatürk’ün tabutuna atıyorlar.
Bu özel günü, Yazar Sunay Akın şöyle anlatıyor:
“Cenaze töreni, vefatından dokuz gün sonra yapılabiliyor çünkü Atatürk’ün nereye defnedileceği uzun bir süre netleşmiyor. Tüm dünyada parmakla gösterilen bir liderin 19 Kasım 1938 Cumartesi günü sabahı, Dolmabahçe Sarayı tören salonunda cenaze namazı kılınıyor. Cenaze alayı, gözleri yaşlı Türk halkının eşliğiyle Gülhane Parkı’na geliyor.
Ülke şaşkın durumda. Tüm askeri ve bürokratik nizamlar hazır, naaş İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı’ndan alınarak, şehirle vedalaşacak ve Ankara’ya nakledilecek.
Karaköy’den Geçerken Birdenbire Çıt Diye Bir Ses…
Cenaze alayı Karaköy’den geçtiği sırada kalabalıklar içinden çıt diye bir ses duyuluyor. Çıt sesi, dakikalar içinde artarak devam ediyor. Atatürk’ü sonsuzluğa uğurlayan kalabalık yas ve özlem içinde giysilerinden kopardıkları bir düğmeyi tabuta doğru atıyorlar.
Anlamı ortaya çıkana kadar sebebi bilinmeyen bir efsane olarak yıllardır anlatılan bu olay, Karaköy esnafının ortasından geçerken başlıyor.
“Gökyüzünden düğme yağdı biliyor musunuz?
O ana tanıklık edenler, her renkten düğmenin yokuşun iki yanından rengarenk dolu taneleri gibi tabutun üstüne yağdığını anlatıyor. Bu yağmurun sebebi ne peki?
Sebebi aslında çok basit. Düğme kadar basit.
Atatürk herkesindi ve herkes ona veda etmek istiyordu.
Ülkenin Yahudi vatandaşları, önderlerini, kendi matem geleneklerine göre “gömleklerinin, ceketlerinin düğmelerini kopararak” uğurluyorlar. Atların çektiği top arabasında Mustafa Kemal Atatürk’ün tabutu ve üstüne rengarenk düğmeler yağıyor, pencerelerde gözü yaşlı insanlar…”
Giysilerden Eksiltilen Düğmelerin Anlamı
Atatürk ile ilgili anıların kayıtlarına, tarihe bu şekilde geçen bu olaydaki durumun, gömleklerin ceketlerin düğmeleri kopartılarak gerçekleştirilen uğurlama ne anlama geliyormuş biliyor musunuz?
“Ben senden sonra eksiğim”
Ve bugün Tarih: 10 Kasım 2021.
En büyük eserim dediği Türkiye Cumhuriyeti ile yaşayan bir lider olan Atatürk’ü, bugün de ölümünün 83. yılında azalmayan ve yıllar geçtikçe artan bir saygı ve özlemle anmaya devam ediyoruz.
Atatürk’ün emanet ettiği bayrağı ve Gençliğe Hitabe’deki birinci vazifemizi hiç aklımızdan çıkarmayarak.
“Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir.”
Mustafa Kemal Atatürk
“ Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
Mustafa Kemal Atatürk