Televizyonculuğun Değişen Yüzü

11. Dönem etkinlikleri kapsamında; TV8 Sunucusu ve Yapımcı İhsan Tarkan ile ACUNMEDYA Yöneticisi ve Survivor Cast Direktörü Gökhan Özdemir, “Survivor’da Casting Süreçleri” konulu bir MasterClass’ta öğrencilerimizle buluştular.
Survivor yarışmacılarının nasıl seçildiği, casting süreçlerinde nelere dikkat edildiği ve yarışmanın perde arkasına dair dinamiklerin yorumlandırıldığı derste Gökhan Özdemir ve İhsan Tarkan’ın paylaştıklarını sizler için derledik.
Televizyonun Gücü
Günümüz televizyon dünyası, dijitalleşmenin ve değişen izleyici alışkanlıklarının etkisiyle büyük bir dönüşüm içindedir.
Eskiden televizyon ekranına kilitlenen kitleler, bugün; YouTube, Netflix, TikTok ve diğer dijital platformlarla daha çok vakit geçirmeye başlamıştır. Ancak televizyon hala yadsınamaz derecede büyük bir güce sahiptir.
Reytinglerin Kılavuzluk Gücü
Televizyon sektörünün olmazsa olmazlarından biri şüphesiz ki reyting faktörüdür.
Reyting; bir programın başarılı olup olmadığını belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Ancak reytingler, sadece toplam izleyici sayısını ölçmemekte, aynı zamanda programın her dakikada aldığı izlenmeleri de göstermektedir.
Örneğin, Survivor gibi bir yarışma, gün boyu 4-5 reyting alabilmektedir. Bu rakam düşük gibi görünse de haftalık bazda toplandığında ciddi bir izleyici kitlesine hitap ettiğini göstermektedir.
Bu noktada, reytinglerin en önemli yanı izleyicinin neyi izlemeyi tercih ettiğini belirlemesidir.
Programın hangi bölümlerinin daha çok izlendiği, hangi anlarda düşüş yaşandığı gibi veriler, televizyon yapımcılarının içerik stratejilerini oluştururken en büyük kılavuzu olmaktadır.
Örneğin, Survivor’da adada geçen hayat sahneleri ile oyun sahnelerinin izlenme oranları karşılaştırıldığında, oyunların çok daha fazla izlendiği görülmektedir. Hal böyle olunca, yapımcılar doğal olarak oyun sürelerini uzatmakta ve hikâyeyi buraya yönlendirmektedir.

Aynı Yüzler
İzleyicilerin en büyük şikayetlerinden biri, yarışmalarda hep aynı yüzleri görmeleridir. Survivor özelinde konuşmak gerekirse, son yıllarda eski yarışmacıların tekrar çağrıldığı All-Star formatları sıkça izleyiciye sunulmaktadır.
Peki, bu bilinçli bir tercih midir? Kesinlikle evet.
Çünkü; izleyici yeni yüzler istese de, reyting verileri aynı yüzlerin daha fazla izleyici çektiğini göstermektedir. Tıpkı futbol takımlarında belirli oyuncuların yıllarca oynadığı gibi, yarışmalarda da belli karakterlerin yer alması izleyiciye bir bağ kurma imkanı sağlamaktadır.
Çünkü televizyon, sadece yeni bir şeyler sunmak değil, aynı zamanda aşinalık hissini yaşatmak üzerine kurulu bir mecradır.
SMS Faktörü
Survior özelindeki bir diğer önemli değişim de, SMS sisteminin kaldırılmasıdır. Yıllardır yarışmacıların halk oylarıyla elendiği formatta, artık performansın ön planda olduğu bir sisteme geçilmiştir. Bu değişiklik ise, izleyicileri ikiye bölmüştür.
Bir kesim, hak edenin kazandığını düşündüğü için bu yeni sistemden memnunken, bir diğer kesim ise artık yarışmaya duygusal olarak bağlanamadığını dile getirmektedir. Çünkü eskiden SMS göndererek yarışmaya doğrudan etki edebilen izleyiciler, artık sadece izleyici konumunda kalmışlardır.
TV8’in Kimliği
Survivor ve diğer reality şovlar TV8’in en büyük içeriklerini oluşturmaktadır. Yani, temelinde eğlence ve yarışma odaklı bir kimliği vardır.
Bir kanal, dizi sektörüne girdiğinde büyük yatırımlar yapmak zorunda ve bu da ciddi bir risk demektir. Televizyonun şu anki gelir modeli, uzun dizilere dayanmaktadır. Ancak 120-160 dakika süren dizileri yapmak büyük prodüksiyon maliyetleri gerektirmektedir. Üstelik bu diziler yurt dışına satılabilir hale gelmediğinde, yatırımın dönüşü de zorlaşmaktadır.
Yine de TV8 geçmişte bazı başarılı dizilere imza atmıştır. Kırmızı Oda gibi projeler izleyiciyle buluşmuş ve yurt dışında da ilgi görmüştür. Ancak yine de yarışma programlarının sunduğu istikrarı yakalamak kolay değildir.
Televizyonun Geleceği ve Dijitalleşme
Televizyon sektörü, dijital platformlarla rekabet etmek zorundadır.
Bugün birçok insan televizyon izlemeyi bırakmış ve YouTube, Netflix, Exxen gibi dijital platformlara yönelmiştir. Ancak televizyonun hala çok büyük bir kitlesi vardır.
Özellikle Türkiye gibi ülkelerde, televizyon izleyicisi geniş bir yaş grubuna hitap etmekte ve hala en büyük reklam gelirleri televizyon üzerinden elde edilmektedir.
TV8 gibi kanallar, gelecekte hem televizyon hem de dijital dünyayı birleştiren hibrit bir model üzerine çalışmak zorundadır. Bugün birçok programın YouTube veya sosyal medya üzerinden farklı içerikler sunduğunu görmek mümkündür.
Çünkü; televizyonculuk, izleyicinin eğilimlerine göre sürekli değişmektedir. Survivor gibi büyük yapımlar, sadece bir eğlence programı değil, aynı zamanda televizyon sektörünün nasıl şekillendiğini gösteren bir laboratuvar niteliğindedir.
Televizyon asla bitmeyecek ama her geçen gün dijital dünyayla daha fazla iç içe geçecektir. İzleyici olarak bizlerin de beklentileri değiştikçe, sektör de bu değişime ayak uydurmaya devam edecektir.
Paylaştıkları değerli bilgi ve deneyimleri için İhsan Tarkan ve Gökhan Özdemir’e teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Editör: Dilara Peksaygılı