Etkinlik, Televizyon

Ertem Şener’in Mikrofonundan

ertem şener
Futbolun tam kalbinde yer alan Ertem Şener ile “Talks” etkinliğimizde bir araya geldik. Gizem Güler moderatörlüğünde keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Ertem Şener, spikerlik ve yorumculuğun ötesinde, medya dünyasının dinamiklerini derinlemesine kavramış bir isim. Değerlerine sahip çıkan Şener, başarının sırrını ‘inanmak’ ve ‘fırsatları değerlendirmek’ olarak özetliyor. “Kendinize inanın” diye gençlere sesleniyor, çünkü her başarı hikayesi, bir gün onların da anlatacakları öykülere ilham kaynağı olabilir. Şener’in sesi, sadece spikerlik kabinlerinden değil, aynı zamanda geleceğin medya profesyonellerine rehberlik eden deneyimli bir akademinin koridorlarından da yankılanıyor.

Maç Anlatma Felsefesi

Maç anlatma tutkusunun çocukluğundan geldiğini belirten Şener, “Benim spikerlik aşkım tuvalette başladı… 7-8 yaşındayken, eski lavabolarda ses yankı yapardı. Şarkı söylemek için sesim iyi değildi, ben de maç anlatıyordum. Suyu açardım, seyirci sesi gibi gelirdi. Hayatım maç anlatmak üzerine böyle kurulmaya başladı. Mahalle maçlarını da ben anlatırdım.”

Halk Dilinden Derbi Coşkusu

“Halk diliyle konuşmayı daha çok severim ve maçları da öyle anlatmaya çalışıyorum. Çünkü diksiyon, biliyorsunuz, kolay konuşabilme sanatıdır. Kolay konuşmayı kim yapıyor? Sokaktaki insanlar yapıyor; bizler yapıyoruz yani. Ben normalde bu işin içinde 29 yıldır varım, kendimi bildim bileli maç anlatan bir insanım. Benim için Fenerbahçe-Galatasaray derbisini anlatmakla, 7 yaşında sokakta arkadaşlarının yan mahalledeki arkadaşlarıyla yaptığı maçı anlatmak arasında hiçbir fark yok. Aynı coşku, aynı heyecan, aynı mücadele.”

Kendine Yol Açan Bir Tutku

Ertem Şener, sektöre giriş hikayesini anlatırken şunları dile getirdi: “Bir kere birinci kuralı biliyor musunuz? İşi aşk olarak görmelisiniz. Bir gün Muğla’da, Muğla Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde okurken spor spikerlerini taklit ediyordum. Ev arkadaşlarım bunu çok iyi yaptığımı söylüyordu. Ama ben maç anlatmayı da çok seviyordum. Bir gün evde Muğlaspor’un maçını izlerken, spikerin maçı isteksiz anlattığını düşündüm ve arkadaşlarıma ‘Bölgesel kanala gidelim’ dedim. Muğla’nın nüfusu o zaman 35.900’dü ve stüdyoyu bulmak kolaydı. Stüdyoya gidip ‘Ben maç anlatmak istiyorum’ dedim. ‘Neden?’ diye sordular. ‘Çünkü spikeriniz iyi maç anlatmıyor’ dedim. Sonra Nejat Bey, ‘Kötü dediğin adam bu’ dedi. Geri vites yaparak, ‘Kötü değil de, isteksiz’ dedim. ‘Tamam, senin numaranı alalım’ dediler ve ertesi gün aradılar. Spiker kaza geçirmiş ve tüm kemikleri kırılmıştı. Sevinsem mi, üzülsem mi şaşırdım ama bu, benim için ilk fırsattı. Otobüste yer kalmamasına rağmen, bagajda defalarca yolculuk yaparak o maçların kasetlerini topladım ve spikerlik nasıl yapılır öğrendim. Kanaldan kanala giderek, bu işin duayenlerine tam 35 tane mektup yazdım. Mektuplarımın sonu hep aynıydı: ‘Ben bu işi yapmak istiyorum, İlker Yasin Hocam, Erhan Hocam, Ahmet Hocam, lütfen beni deneyin’ sadece isimler değişti. 1997 yılında TGRT’den arandığım haberini şirkette otururken amcam verdi. İşte o an başarmış hissettim.”

ertem şener
Gerçekleşen Söz

Moderatörümüzün “Unutamadığınız bir anınız var mı?” sorusuna yanıt olarak, “Bir maçta babamla yan yana oturuyorduk. ‘Baba, bir gün şu karşı tribünde maç anlatacağım’ dedim. Babam şüpheyle ’30 bin kişi arasında senin gibi birçok hayal kuruluyor’ dedi. Ama ben kararlıydım: ‘Ben bu hayali gerçekleştireceğim’ dedim. Gerçekten öyle oldu yıllar sonra, TGRT’den ayrılıp Star’da çalışırken, tam da babama söz verdiğim Beşiktaş Stadyumu’nda Türkiye-Finlandiya maçını anlattım.”

Televizyon Amaç İçin Araçtır

Televizyon dışındaki sosyal mecralarda da aktif olan Şener: “Bir kişiye yapacağım yayınla bir milyon kişiye yapacağım yayın arasında hiçbir fark yok. Şu andaki yayın benim için çok daha önemli ve keyifli. Ben interaktif yayını çok seviyorum. Yeni medyayı tanımak ve yaşamak lazım. Yarın bir gün televizyon yok olacak diyorlar, ama bence olmayacak. Televizyon her zaman var olacak. Televizyon, yeni medyaya geçiş için bir araçtır. Ama verdiğiniz tüm bilgiler, donanımlar ve tecrübeler hem yeni medyada hem de eski medyada çok geçerli. Gazetede ve Twitter’da aynı haberi okuyorsunuz. Haberi daha çabuk ve kolay bir şekilde verebilme adına, haber hiçbir zaman beklemez. Twitter, Facebook, Instagram, TikTok gibi platformları iyi kullandığınız zaman, bu size artı olarak döner.”

Hakem Her Yerde Hakemdir

Ertem Şener, bir öğrencinin sorusu üzerine Türkiye’deki hakemlik sistemine ilişkin şunları söyledi: “Hakemlik, gerçek bir meslek olmalı ve üniversitelerde eğitim verilmeli. TV 8.5′ taki Dünya Kulüpler Birliği Şampiyonası’nda hakemlerin VAR kontrolü sonrası kararlarını anlatmaları önemli. Hakemlerin seslerini duyduğumuzda kimseden ses çıkmıyor. Hakemlerin maç sonrası konuşması gerekiyor. UEFA ve FIFA ‘Konuşmayacaklar’ diyor ama hakemler konuşursa ve bu özgürlüğü elde ederlerse, hakemlikle ilgili sıkıntılar azalır. Bu sadece Türkiye için değil, dünya genelinde bir kriz.”

Akademili iseniz 3-0 Öndesiniz

Ertem Şener “Talks” etkinliğinde, şunları söyledi: “Kendisi burada olduğu için söylemiyorum, ama size çok önemli bir sır vereyim mi? İki büyük etken var: Eğer Umay Hanım’ın dokunuşunu hissediyorsanız ve Acun Abi’nin isminin bulunduğu bir şeyde yer alıyorsanız, başarıya ulaşmışsınız demektir. Bu durumda 2-0 öndesiniz. Acunmedya Akademi ve Nişantaşı Üniversitesi ile bu durum 3-0 demek. Bundan sonra her şey sizin elinizde. Lütfen kendinize inanın, çünkü o hikayeyi bir gün siz de anlatacaksınız.”

ertem şener